top of page
  • Yazarın fotoğrafıAli HAVAN

Hayat Salıncağı

Yıkılan hayallere kar düşer ince ince

Kâbuslar düşlerimi yoklamakta her gece

Kuşkulu yüreğime ürpertiler düşünce

Sallıyorum sessizce yıldızları hamakta

Günler güneş ipini boynuma dolamakta


Başa saran kasetler yaralar türküleri

Dönüşlü plakların kederdir öyküleri

Her tellenen sigara mazide yangın yeri

Derin düşüncelerin girdaplı limanları

Her çekişte yorulur esrarlı dumanları


Hayat salıncağının ipi kopar bir yerde

Yarınlar kaçak bir tay hep bir adım ilerde

Yarım kalır emeller hevesler ötelerde

İnsan tamamlanmamış varlıktır buçuk çıkar

Ölüm döşeklerinde nefesler boğuk çıkar


Kukla/cı

Tozlu atölyenin ahşap eseri

Bitmez hiç talaşın çilen kuklacı

Topla çivileri kaldır keseri

Masayı yerleri silen kuklacı


Burunlar upuzun bacaklar çarpık

Kirpiğin uçları hafiften kırpık

Göster hünerini tek meydana çık

Var mı senden gayrı bilen kuklacı


Tüm parçalar takma bir garip hilkat

Kollar yana sarkmış bacaklar sakat

Cam önü raflara dizilir kat kat

Seyirliktir sabah, öğlen kuklacı


Tezgâhta malzeme gelince tava

Türlü şekillere döner mukavva

Beni el âleme eyleyip rüsva

Geriden halime gülen kuklacı


Önlüğünü bağla aletleri al

İnce merhem gibi sürerken tutkal

İster türkü söyle ister ıslık çal

Kimseler görmeden eğlen kuklacı


Hangi şekli verdin muhayyilende

Oynak iplerimin tüm sihri sende

Sahnenin önünde oturup sen de

Seyret ki son bulsun şölen kuklacı


Tuhaflıklar

Her şey silik her yer kalın bir perde

Körlük dört yanımda gözlerim nerde

Gölgemin gölgeyi dövdüğü yerde

Firardım


Uyuduğum taşlar çift katlı yündü

Yarını düşlerden ayıran dündü

Güneşin buz kesip söndüğü gündü

Karardım


Küheylanı oldum binicisine

Dünyaları verdim tek incisine

Dört mevsim yetmedi beşincisine

Zarardım


Hayatın ortası hayal kırığı

Gönlüm kaldırmıyor bu ayrılığı

Lügatte var mıdır bir karşılığı

Sarardım


Çığlığın sükûtu derinde yara

Gurbet içimizde kaldı bu ara

Sılayı bağlayıp eski diyara

Arardım


Dosta ısmarladım adaklarımı

Günahla doldurdum sadaklarımı

Sıktım dişlerimi dudaklarımı

İkrardım


Gönlümden uçurdum ak güvercini

Şişeye hapsettim son kalan cini

Sırtıma yükledim yorgun hecini

Harardım


Takvim değişmedi gün kaldı yine

Seneler bir yerde hazır define

Dolandım saatin zembereğine

Tekrardım


Yollar engebeli vadiler sarptı

Dağlar gelin derken hafif göz kırptı

Hayaller avuttu acılar çarptı

Isrardım


Kederli ömrümün kasveti büyük

İçimde oluştu bin yıllık höyük

Cümleye dert oldu küfemdeki yük

Izrardım


Bütün sokaklardan döndüm geriye

Bir çıkmaza girdi yol ekseriye

Kaçtım senelerden cüzzamlı diye

Esrardım


Ali HAVAN

bottom of page