top of page
  • Yazarın fotoğrafıTevfik BALA

31 Mart Seçimleri Yerel bir Seçim mi? Yoksa Küresel Bir Seçim mi?

Kitapseverlere sunduğumuz on kitap üzerine olan hazırlıklarımız, yerel seçimlerde Belediye Başkan Aday Adaylığı çalışmalarımız, insanlığa-gençliğe dönük projelerimiz derken yaklaşık üç ay kadar bir süredir yazmaktan uzak kalsak da yine yazma üzerine düşünmekten, biriktirmekten uzak kalmadık elhamdülillah.


Bu süreye dinlenme, toparlanma süreci diyerek yeniden kültürel, siyasi haftalık yazılarımıza bismillah diyerek hayırlısıyla yazma yolculuğuna başlıyoruz.

Üzerine çok şeyler yazdığımız bu gün ki dünya iki küresel eksenin kavgaları, vuruşmaları savaşları üzerinden yönetiliyor.


On üç Ailenin küresel çaplı emperyalist aktörleri ne doymak, ne yetinmek biliyorlar. Bir eksen ekonomik küresel şirketleri öne çıkararak dünyayı sömürmeye çalışırken diğer eksen devletleri öne çıkararak dünyayı sömürmeye çalışıyor ve bunu da birbirlerinin taraftarları üzerinden Allah’la ve Allah’ın eşsiz nizamıyla, yaratıcı kudretiyle savaşarak ilahlığa soyunuyorlar.   

Aslında temeldeki asıl mesele budur ve diğer yapılan, yaşatılan, yaşanılan her şey teferruattan başka bir şey değildir.


Ülkemiz yerel seçimler sürecini yaşamaya devam ederken bu süreçteki olaylara ve olayların arka planlarına baktığımızda hiçte yerel bir seçim ve yerel seçimlerin olayları, meseleleri olmadığını görüyoruz.

Ülkemize bulunduğu coğrafya kesitine jeostratejik ve jeopolitik açıdan baktığımızda çok zor bir bölgede bulunduğunu yaşadığı tarihi süreçlerden görebiliyoruz.  

Medeniyetlerin beşiği olmanın yanında Avrupa’yı ve Uzak Doğuyu besleyecek enerji merkezi üzerinde ve güzergâhında olduğunu görüyoruz.


Ecdadımız “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın”  medeniyetimizin en temel anlayışı ile bu coğrafyada asırlardır varlığını sürdürürken dünyaya da insanlığın güzelliklerini göstermiştir. Yaşadığımız son bir buçuk asırda dünyanın dengeler değişmiş, itirazlar başlamış ve dünyanın eksenleri kaymaya başlamıştır.


“Türkiye uzarsa budayın, kurursa sulayın”  çevresel kuşatma ve dayatma ile “Türkiye Türklere bırakılmayacak kadar önemli bir ülkedir” denilmeye ve bu uğurda çeşitli entrikalarla, çeşitli projeler geliştirilip uygulamaya sokulmaya başlanılmıştır.


AB, İngiltere, Rusya, ABD ve Çin hiçbir zaman bölgemizden ve ümmet coğrafyasından uzak durmamış bütün kirli işlerin içinde yer almışlardır.

AB Ülkelerinin ayakta durabilmesi için, dünya lideri olma iddiasını sürdürebilmesi için enerjiye, ümmet coğrafyasına ihtiyacı vardır.

Çin devasa nüfusunu besleyebilmesi için AB ülkelerine her zaman ihtiyacı vardır.

Rusya Kuzeyden Güneye inebilmesi için Ümmet coğrafyasına ihtiyacı vardır ve AB Ülkeleri ile Çin arasında tost olmaktan kurtulup bu ülkelerin yakınlaşmalarını durdurmak zorundadır.

ABD Dünya liderliğini sürdüre bilmesi için Rusya ile yakın olmak zorunda ve Rusya’yı AB ülkelerine ve Çin’e karşı güçlendirmek zorundadır ki AB Ülkeleri Enerji merkezlerine kolayca ulaşamasın, Çin AB Pazar alanlarına kolayca ulaşamasın.


Şimdi bu ülkelerin idealarına, hedeflerine, yapmak istediklerine bir bakalım ve biraz düşünelim bütün bu işlerin gerçekleşmesi için ulaşılması gereken hedefteki merkez ülke kim oluyor...

TÜRKİYE...

İtirazı olan var mı?

İşte TÜRKİYE bu yüzden çok büyük ülkedir, çok önemli ülkedir. Dünyayı yönetme derdinde olan iki ekol için olmazsa olmaz bir ülkedir. Türkiye kurumayacak kadar sulanmalı, uzamayacak kadar budanmalı.


Türkiye’nin seçimleri ister yerel olsun, ister genel olsun sadece Türkiye’yi değil dünyayı ilgilendirmektedir.


Türkiye’nin ekonomisi, madenleri, enerji geçişleri, üretimi, tüketimi, milli savunma sanayısı, teknolojisi, askeriyesi, yönetim anlayışı, yerel ve genel seçimleri, siyasi partileri, parti liderleri, partilerin birliktelikleri, yönetim sistemi, Anayasası, spor kulüp başkanları, STK’ları-dernekleri, eğitim sistemi, üniversite-akademi anlayışı-yapısı, kültür-sanat-sinema-edebiyat anlayışı, gençlerin yönelişleri, kitlesel hareket-miting-eylem ve söylemleri-protestoları, askeri harekatları, terörist örgütlere yaklaşımları, dünyayı yöneten iki ekole yakınlıkları-uzaklıkları dar alanda ümmet coğrafyasını, geniş anlamda tüm dünyayı ilgilendiriyor.


Yerel seçimlerde İstanbul, Ankara özelinde Cumhur ve Millet ittifakları, Belediye başkan adayları, partilerin birliktelikleri, yakın çevremizde ABD üslerinin bombalanması, İran’ın füzeleri, İstanbul’da cami, kilise, adliye saldırıları, Diyarbakır’daki mazlumun öldürülmesi, sınır ötesi askeri üs noktalarımıza PKK saldırıları, DKP-C saldırıları, Filistin-Gazze katliamları, İsveç NATO meselesi, ABD-Türkiye yakınlaşması gibi meseleler Türkiye’nin kendi başına yol alma isteğine, var olma direnişine karşı yapılan küresel operasyonlardan, küresel kavgalardan ve küresel savaşlardan başka ne olabilirler?


Türkiye’nin derinliği kestirilemeyecek kadar derinlikleri olan bir ülkedir. Türkiye’nin büyüklüğü tarif edilemeyecek kadar büyük bir ülkedir ve bunun için Türkiye küresel ölçekli büyük düşünmeli ve küresel bazda büyük adımlar atmalıdır.


31 Mart seçimlerine yerel seçim denilse de bu seçim hem bölgenin hem Türkiye’nin geleceğini belirleyecek çapta büyük bir seçim olacaktır.


Yerel seçimler sanıldığı gibi öyle bir kaç il, bir kaç ilçe kazanma seçimleri değildir elbet.


Bir sonraki yazımızda seçimin yerel özelliklerine değinmek umuduyla selam ve selametler ola.


"Ve Ahiru Davana Enilhamdülillah Rabbil Alemin..."




335 görüntüleme0 yorum
bottom of page